İlk yemek kitabımız…
Melceü’t-Tabbâhîn
(Aşçıların Sığınağı), Mehmet Kamil, 1844, İstanbul.
“
Yahni kebâb-u mâst-bâ hergiz neyâyed pîş i mâ
Ey tâl’-i bed baht-ı mâ hep şûrba hep şûrba
--------------------------------------------------------------------
Önüme
asla yahni, kebap ve bozcaaş gelmez
Ey
kötü talih bizim bahtımıza hep çorba hep çorba mı gelecek
”
“Melceü’t- Tabbâhîn” yani “Aşçıların
Sığınağı” basılmış ilk Türkçe yemek kitabıdır. İlk baskısı 1844 yılında
İstanbul’da yapılmıştır. Yazarı, II. Mahmut tarafından açılmış batılı anlamda
ilk tıp fakültesi Mekteb-i Tıbbıye-i
Adliye-i Şahane hocalarından Mehmet Kamil’dir. Yazarın tıp hocası olması
yemeğin sağlıkla ilişkisinin günümüzden yıllar öncesinde başladığının önemli
bir göstergesidir.
Kitap, 1844 - 1888 arasında dokuz baskı daha
yapmış ve kendisinden sonra basılan bir çok yemek kitabına temel teşkil
etmiştir. Mehmet Kamil’in kitabının önsözünde yer alan yukarıdaki mısralarına
halkta kayıtsız kalmayarak kitabı dokuz baskıya ulaştırmıştır.
Mehmet Kamil kitabında bu kitabı İstanbul’da hep aynı yemekleri yapan
yanı sırada yaptığı yemeklerle malzemeleri ziyan eden kadın, erkek tüm aşçıların elinden bıkan ve
feryat eden halkı bu tecrübesizlerden kurtarmak
için yazdığını belirtir.
Kitap, Türabi Efendi tarafından 1864 ve 1884
yıllarında İngilizce olarak iki kere basılmış olup bu baskıların Osmanlı (Türk)
mutfağının Avrupa’da tanınmasında önemli etkisi olmuştur. Kitabın 1864 yılındaki ilk İngilizce baskısı Mısır
Valisi Mehmet Sait Paşa'nın İngiltere'yi 16 Temmuz 1862 tarihinde ziyareti
sebebiyle Times nehri üzerinde “Feyz-i Cihad” adlı yatında devlet adamlarına ve
asillere vermiş olduğu muhteşem ziyafete gelenler için özel olarak hazırlanmıştır
Yemek kitaplarının dönemlerinin kültürel
yapıları hakkında çok şey söyledikleri muhakkaktır. Melceü’t- Tabbahin’de bu
anlamda bize çok şey söyler; o zaman hangi yemeklerin popüler olduğunu, hangi
malzemelerin kullanıldığını hatta hangi mutfak ekipmanında pişirildiğinden
tutunda o zaman Marmara’dan en çok hangi balığın çıktığına kadar.
Kitap oniki bölümden ve iki yüz seksen sekiz
tariften oluşmaktadır. Ancak baskılarına göre bölüm ve tarif sayısı değişiklik
göstermektedir. Tariflerin kırk altı tanesi kitabın bölümleri içinde sayfaların
derkenarlarına yazılmıştır.
Kitabın
bölümleri:
1 çorbalar
(5 tarif)
2 salatalar
(22 tarif)
3 yahniler
(31 tarif)
4 tavalar
(11 tarif)
5 börekler (21
tarif)
6 hamur
tatlıları (44 tarif)
7 sütlü
tatlılar (15 tarif)
8 bastılar
(26 tarif)
9
zeytinyağlı ve sadeyağlı dolmalar (14 tarif)
10 pilavlar
(13 tarif)
11 hoşaflar
(14 tarif)
12 kahve
öncesi yenen tatlı ve içecekler4(26
tarif)
* derkenara yazılmış salata, turşu ve taratorlar. (46 tarif)
Yemek tarihimizin bu ilk kitabından sizler
için iki tarif seçerek Mehmet Kamil’in önsözündeki isteğini yerine getirerek
kendisini hayr ile yâd ve dilşad buyuruyoruz…
Kitaptan
tarifler
Yalancı İlik
Orijinal tarif
Tarik-i tabhı: Yüz dirhem miktarı kuyruk yağı ve yüz dirhem dahi karaciğer tedarik idüb ciğeri ba'de't-tathir
bir miktar suda haşlayub kuyruk yağıyla beraber taş havanda iyice dakkedüb
miktar-ı kifaye tuz ve darçin ve büber ile mezcetdikte kalem yani kamış parelerine
doldurub tencereye nizamlıca dizeler. Ba'dehu üzeri örtülünce et suyu veyahut birkaç pare kemikli
et ile bayağı su koyub tencerenin kapağını kapadıkda hafif kor üstünde üç saat
miktarı piştikden sonra bir sahana kamışları silkip üzerine yine darçin ekilüb
tenavül buyrula. Vâkı'de latîf ve iliğe müşabih olur.
Orijinal tarifin sadeleştirilmiş Türkçesi
Pişirme yolu
308.6 gram kuyruk yağı ve 308,6 gram da karaciğeri tedarik edip ciğeri
temizledikten sonra bir miktar suda haşlayıp, kuyruk yağıyla beraber taş
havanda iyice dövüp, yeterli miktar tuz, tarçın ve biberi karıştırıp kalem yani kamış parçalarına
doldurup tencereye düzenli olarak dizsinler. Daha sonra üzeri örtülünceye kadar
et suyu veyahut birkaç parça kemikli et ile sade su koyup tencerenin kapağını
kapatıp hafif kor üzerinde 3 saat kadar piştikten sonra bir sahana kamışları
silkip üzerine yine tarçın ekilip yenilsin. Sıhhat için güzel, iliğe benzer
olur.
Kılıç ve palamut külbastısı
Tarîk-i tabhı: Balıkların her kankısı ise
tekerlek ince kesub tuzladıkdan sonra ıskara üzerine defne yaprağı döşeyub ve
balık pârelerini üzerine dizeler. İki tarafı tamam kızardıkda bir tabağa vaz’
olunub sıcak iken üzerine limon sıkıla yâhûd bir mikdâr koyuca fındık taratoru
hazırlanub üzerine vaz’ olunsa dahâ âlâ olur. Herkesin mizâcına menûtdur.
Orijinal tarifin sadeleştirilmiş Türkçesi
Pişirme
yolu: Balıkların herhangisi ise tekerlek ince kesip tuzladıktan sonra ızgara
üzerine defne yaprağı döşeyip, balık parçalarını üzerine dizsinler. İki tarafı
tamamen kızardığında bir tabağa koyulup sıcakken üzerine limon sıkılsın veya
bir miktar koyuca fındık taratoru hazırlanıp üzerine koyulsa daha da iyi olur.
Herkesin mizacına bağlıdır.
*Çeviriler
için Zennup Pınar’a teşekkür ederim.
Kitabin yazilis sebebi cok komikti :-)
YanıtlaSilResimler size mi ait? Kamis nasil buldunuz yahu?
Bilgilendirme icin tesekkurler, boyle eski kaynaklarin cevirileri hepimize ulassa keske!
her dere kenarında var..evet fotolar benden :)) keşke...
YanıtlaSilHepsi cok guzel gorunuyor, ellerinize saglik.
YanıtlaSilMüthiş
YanıtlaSil