…
dağ dedi ki;
Ne turunç
kokulu bahçenden geçerim,
Ne de senin
için savaşırım
Ey koca Silpiyus,
Bu mavi
denizi üstüme salsanda
Bulutların
beni boğsada ben bu değilim.
Selevkos’un
incisi,
Kadehlerinden
akan bal şarabıyım.
Titus beni
hiç bir zaman bırakmaz,
Ve hiç bir
insan
Sokaklarımdan
Denizimden
kaçamaz…öa
En son 25 yıl once geldiğim bir yerdi…ilk denizi gördüğüm,
ilk kez yüzdüğüm, upuzun kumsalında ilk kez kumdan kaleler yaptığım ve
kilis’ten doğduğum topraklardan ilk kez uzaklara gitmek istediğim, özlediğim
yer oldu.
Samandağ’a gitmek isterdim, onun gide gide bitmeyen
denizinde koşmak, incecik kumlarına
basmak, turunç koan sokaklarına dolaşmak ,yüksek dağların arasından pırıltılı
denizini görüp çocukça heyecanlanmak için hep yıllarca da gitmek istedim.
Aradan geçen 20 küsür yılın sonunda tüm özlemleri koca bir
adam olduğum halde sanki o yaştaymışım
gibi hatırladım. Vaybe hala ayni çocuğum ne mutlu dedim kendi kendime aradan
geçen zamanda bakıncada yaşlanıyorum galiba dedim. Neyse bu meseleyi geçelim…Samandağ
25 yıl sonra ayni güzellikle duruyordu karşımda…arabayla tepeden aşağı inerken
yaklaştıkça hiç te öyle olmadığını görmeye başladım.
Samandağ, savaştan çıkmış ve yıllardır o halde duruyor
gibiydi, yıkık, virane, derme çatma, bakımsız, yolsuz, sokaksız. Neredeyse
ayakta duran bir bina bile yoktu. Nasıl bu hale getirildi yada bu hale gelmesine
izin verildi anlamak çok zor..
14 km lik dünyanın en uzun plajlarından birine sahip olan
samandağ kimin elinde olsa bambaşka bir yer
olacakken günbatımınına doğru 14 km’lik plajda denize neredeyse tek
başıma girdim.
“samandağ’a gerçekten çok
üzüldüm”
başkalarının elinde olsa ne olurdu diye merak ettim durdum yüzerken, Bir
toprağa ancak bu kadar ihanet edilebilirdi, hele ki şu günlerde… Elimizde
kalsın diye neredeyse bir neslin tamamının topyekün canının verdiği topraklarda
ancak bu şekilde şehitlerin kemikleri sızlatılırdı. Çok yazık çok çok yazık insan yazacak bir şey
bulamıyor…
bunun sebebi kamu arazisi, hazine, Ödp’li belediye vs olamaz,
bunun sebebi insanlığımız…
Samandağ’dan aklınızda sadece bu foto kalsın diye tek
fotoğraflık bir album hazırladım,
dünyanın en güzel yerlerinden biri keşke hafızamda olduğu
gibi kalsaydı.
SAMANDAĞ’I herkes duymalı
SAMANDAĞ DÜNYANIN EN GÜZEL YERİ
Yilmaz Ozdil'in yazisini simdi okudum, ne tesaduf, gulumserken huzun coktu icime! Bir umut diyelim, baska b irsey gelmiyor aklima.
YanıtlaSilhangi yazısı merak ettim ?
SilIzmir, Hatay yazisi. Maalesef ben sizin yazinizi okuyana kadar Samandag nerede bilmiyordum, arastirinca ogrendim, uzerine sehirlerimiz, yorelerimizin tanitimi icin Izmir fuarinda yapilan bu yeniligi gorunce de dogal olarak benim gibi cahiller icin, boyle bloglarin, boyle etkinliklerin ne kadar yerinde oldugunu sahsen anlamis bulunuyorum :-)
YanıtlaSilUlkeme ve kulturumuze olan ilgim cok sinirli degildi aslinda ama yurt disinda yasamaya baslayinca insanin gozu baska bakiyor Omur Bey, bu yuzden sizinki gibi bloglari, sizin gibi yazanlari ve doger etkinlikleri uzaktan da olsa takip etmeyi cok seviyorum.
Tesekkur ederim.