18 Kasım 2014 Salı

Kısa bir Madrit yazısı





Madrit yaşabileceğim şehirler arasına Almanya dışından giren tek Avrupa şehri. İnsan biraz kendini Türkiye'de sanıyor. İnsanların samimiyeti, güleryüzü şehri bir anda sevdiriyor. Hatta konuşmaları kulağa o kadar hoş geliyor ki sizde de hemen ispanyolca konuşma dürtüsü uyandırıyor. Bir sonraki sabah başlıyorsunuz günaydın, iyi günler , selamlar vs demeye...

Madrit'l ilgili en ilginç detay ise  Avrupa'nın havasında en çok uyuşturucu olan şehiri olarak bilinmesi. Bu kısmı yorumsuz geçiyorum 

Şehrin gerçekten kendine has bir samimiyeti var, bir çok arkadaşım için Barselona'nın yanında köy sayılsa da ben henüz barselona'yı görmesemde ayni fikre sahip dahilim. 

Futbol 
Sanki ispanyanın herşeyi...
Santiago Bernabeu stadı burada yani 12 havariden biri olan Aziz  Barnabas'ın stadı. Stadın sahibi de Real Madrit kulubu. Real, elit takımı aslında ismi Real olan herşey kraliyete ait ama artık Real Madrit kraliyete ait değil.
Atletico Madrit ise halk takımı Realle taraftarları arasında sınıf farkı var. 
Barselona katalanların takımı ve kendilerini katalan milli takımı olarak görüyorlar.
Atlettico bilbao bask bölgesi takımı sadece bask bölgesinde doğmuşsanız o takımda oynayabiliyorsunuz. Onlarda Bask bölgesinin milli takımı olarak anılıyorlar. 

Yemekler 
Tapaslar, paella, churros bence madrit'in olmazsa olmazları ama meşhur patatesli omletleri ve sabah kahvaltıda yedikleri domates ezmesiniz de yazın bir kenara...bence her yerde ağız tadıyla yemek yenebilir çünkü zeytinyağı, domates ve diğer sebzeleri çok lezzetli tabi buda haliyle mutfağa yansıyor.










Marcedo san miguel 
Dünya gastronomisi için önemli bir alışveriş merkezi. İspanya'ya ait satılan bütün yiyecekleri ortasına atılan masalarda istediğiniz kadar tadıyordunuz. Herşey porsiyon olarakta adet olarakta satılıyor. Bence Madrit'in en görülesi yeri !!! Mutlaka bir kaç öğünü burada geçirin derim.

Zeytinyağı ve tuz 
Çok lezzetli ve çok ucuz !!! Mutlaka bir markete uğrayıp çeşit çeşit zeytinyağı alın derim birde güzel tuz çeşitleri var özellikle isli tuz ve siyah tuz benim favorilerim !

Müzeler 
Tabiki bir sanat şehri, Prado ve  Reina Sofia en meşhur sanat müzeleri. Dali, Monet, Picasso kimden tablo ararsan burada var... Özellikle Picasso'nun Guernica'sı görülesi

Plaza mayor 
En meşhur meydanı, genel  avrupa meydanları gibi  ortada kilise ve tarihi dükkanlar etrafta eski evler vs 

Metro vs
Nüfüs 4,5 milyon şehirde 300 km metro 300 km banliyo hattı var. Ulaşım pek rahat anlayacağınız. 

İnşaat sektörü 
Ülkeyi son ekonomik krize sürükleyen sektör desek daha doğru olacak. 
Ülkenin nufusu 45.000.0000 hane sayısı 25.000.000 
Türkiye'nin nüfüsu 75.000.0000 hane 17.000.000
Ev fazlalığını siz tahmin edin. Yanı sıra boş gökdelenler şehri de sayılabilir Madrit, aslında çok gökdelen yok ama olanları bazılarının  boş olması sanırım bu isim için yeterli.






San gines churre

Bulutlar ülkesi UGANDA






Dünya'da cenneti gördün mü deseniz evet Uganda'da gördüm derim...uzun zamandır gördüğüm en etkileyici coğrafyaydı. Viktorya gölü, nil nehri, ağaçlar, kuşlar, ormanlar, bahçeler hepsi bambaşka güzeldi. Alabildiğine yağmur alabildiğine yeşil...
Ekvator üzerine konumlandığı için hava en sıcak 29 derece en soğuk kış gecelerin de ise 18. Gece gündüz süreleride hep ayni kısa bir tatilde pek anlamıyorsun ama sanırım uzun kalınca alışılmadık bir durum. 

THY ile İstanbul'dan önce Cigali'ye (ruanda) oradan 1 saat beklemeyle Entebbe'ye harekek ettik uçak 18.20 de havalandı biz saat 02.50 ulaştık , otele de 4.30 gibi vardık. biz otel olarak Kampala'da Munyonyo Resort'u seçtik. Hizmet kalitesi bakımından "0" ama manzara bakımından "100" puanlık bir oteldi belirtmek isterim. 

AŞI
Ülkeye gitmek için sarı humma aşısı mecburi ama ne Türiye'den çıkarken bir kontrol var ne de Uganda'ya girişte. Birde sıtma ilacı kullanmakta öneri listesinde. Gölden dolayı sinekler meşhur yanınıza sinek kovucu kozmetiklerden fazlasıyla alın derim. 

GEÇMİŞ
İngiliz kaşif Speke 1856 yılında nilin kaynağını bulmak için civarda gezerken  dev bir göle ulaşır ve göle kraliçe viktoria adını verir. Ve nilin kaynağının burası olduğunu o tarihte belli eder.
Ülke 1894 yılında resmi olarak ingiliz sömürgesi altına girer, 9 ekim 1962'de de  bağımsızlık kazanır. Sonra Diktatör İdi Amin dönemi başlar. Her ne kadar İdi Amin için diktatör, insan yiyen vs gibi sözler yazılsada onun bir müslüman olduğu için bu tür söylemlere maruz kaldığı halk tarafından anlatılmaktadır. 

TRAFİK 
İstanbul gelsinde trafik görsün...5 gün kaldığım Uganda'da toplam 27 saatim trafikte geçti. Neredeyse tek yol olduğu için durum ne yazık ki böyle. Akşam yemeği için saat 20.00 buluşmak için dağılan ekip tek trafik kazası nedeniyle şehrin diğer yerlerinden restorana gece yarısı ulaştı o denli trafik yani...

NİL NEHRİ 
İlk kez gördüm baya heyecan vericiydi. Hatta görmenin haricinde 12 km lik parkurda raftingde yaptık. Kampala'ya 80 kmlik mesafede bulunan rafting için 3,5 saat yol aldık tabi birde dönüş yolunu ve otobüslerin eskiliğinide unutmamak gerekir. Rafting için bilmem ama Nil'i görmek için bu yola değer derim. 

NİL'in KAYNAĞI 
Viktorya gölünde 20 dakikalık bir yolculukla kaynağa ulaşıyorsunuz. Gölün içindeki kaynayan suyu yer yer görüp birde kenarda duran tabelada fotograf çektiriyorsunuz işlem tamam ;)) 

EKVATOR 
Gezinin en heyecanlı duraklarından biri ekvator çizgisinin olduğu noktaya gitmek. Gerçekten garip bir durum; tartıda 3 kilo civarında eksik geliyorsunuz, ekvator üzerinde çizgide gözleriniz kapalı düz türüyemiyorsunuz vs vs ama en ilginci yıllar önce Barış Manço'nun yaptığı suyun dönüş testi...denemek çok eğlenceli instagram hesabımda videosu var mutlaka göz atın derim. (İnsstagran/omurakkor)

DAĞ GORİLLERİ 
Vejeteryan bir goril nesili, 1500m 2000m arası dağlık alanlarda  yaşıyorlar. Dna sı insanla %98 örtüşen bu gorillerin fosilleri 25 milyon yıl öncesine uzanıyor.  Nesli tükenmek üzere ve yaklaşık 2000 adet olduğu sanılıyor. 

PİGMELER
Asıl olarak kongoda yaşayan pigmeler yavaş yavaş ilerleyerek ugandaya yerleşmişler. İlerlemelerinin sebepler ölülerini ağaçlara bağlayıp oradan uzaklaşmaları...Uganda da ise orman içinde yaşayan pigmelerin izleri yarım milyon yıl önceye uzanıyor. Soyları hızla tükeniyor. 1996 sayımında onlarında nüfüsü 2000 in altında...Dağ gorillerinin katlinden sorumlu olarak ormandan sürülmeye başlamışlar. Uganda hükümeti onları artık dağdan alıp şehirlere yerleştiriyor. 

AĞACA TIRMANAN ASLANLAR 
Yağmur ardından kendilerine musallat olan haşere ve sineklerden ağaca çıkan aslan modeli vardır. 2 günlük ilave safari sonucunda görülebilirler.

MEDENİYET 
Yamyamlar, fakirler, siyahlar, 3. dünya ülkesi falan filanlar ya....

Uganda da insanların nereye kadar taşınacaklarının sınırları belli yani Uganda da hayvanlarında toprakları var ve oralara insanlar taşınamıyor. Yani dünya sadece insanlar için yaratılmadı bunun fazlasıyla  farkındalar !!!