Hakkari der ki;
Ey dağlar,
belki de burada değer göğe dumalı başım
dalından bir siyah üzüm
yada uzanan yollar kadar yüklüdür benim gamım…”
İyi ki yemek yapıyor,
yazıyor ve iyi ki de hayatın tamda ortasında duruyorum…Yılllardır Türkiye
içinde yaptığım yemek seyhatlerinin gidilecek yerler sıralamasında ilk
sıralarda hep Hakkari duruyor bende
yıllardır gideceğim zamanı bekliyordum.
Ramazan bayramında tatilide vesile ederek çıktım yola önce
Van’a uçacak ardından Hakkari’den başlayıp Şırnak, Siirt, Batman turunu
tamamlayacaktım. Hakkari Türkiye’de gördüğüm iller sıralamasında 74. sırada yer
alacak bende neden bu kadar geç geldim diye hep hayıflanacağım. Size bu yazımda
bu seyahatin ilk durağı olan Hakkari mutfağını anlatmak istiyorum. Yolunuz
düşer mi bilmem, lakin yerel sebze ve meyveleri yemek için bile Hakkari’ye
tekrar tekrar gelirim.
Gelelim konumuza,
Uzun zamandır meyve yerken ellerim yapış yapış olmamıştı.
Geçenlerde yazdığım bir yazıda ne yazık ki bahçe sebzesi ve meyvesinin bir
yalan olduğunu
çocuklarımızın belki de gerçek gıdayı bir daha asla yiyemeyeceğini belirtmiştim lakin işte burada böyle değil. Korunan yerel tohumlar, verilen emek hala eskisi gibi gelin beraberce biraz Hakkari sebzelerine ve mutfağına bir göz atalım;
çocuklarımızın belki de gerçek gıdayı bir daha asla yiyemeyeceğini belirtmiştim lakin işte burada böyle değil. Korunan yerel tohumlar, verilen emek hala eskisi gibi gelin beraberce biraz Hakkari sebzelerine ve mutfağına bir göz atalım;
Hakkari’nin yerli sebzeleri
Salatalık
Hakkari’de yerli sebze ve meyvelerin tohumları saklanıp
tekrar ekiliyor. Zira dışarıdan gelen sebzelerde tohumların saklanması mümkün
olmuyor bu yüzden de Hakkari salatalığı kendisine has kalabiliyor. Salatalık mevsimi gelince toplanmıyor ve
sonbaharın son ayına kadar dalda bırakılıyor. Dalda kalan salatalık mevsim
sonunda sararıyor. Bunu dalından toplayan çiftçi salatalığın içindeki tohumları
alıp poşete koyup kurutup saklıyor. Ilk baharda tekrar ekip kokulu, sert, sulu
ve kendine has bu salatalığı da korumuş oluyor.
Domates
Tıpkı salatalık gibi saklanan domates tohumu baharda yeniden
ekilip kokulu, nefis ve pembe Hakkari domatesi oluyor. Domateslerini anlatan
Hakkarililer “eğer yapraklarını ellersen cennetin kokusunu duyarsın” diyorlar.
Beyaz soğan
3 yılda ancak ürün veren bu soğan özellikle korunuyor. 1.yıl
ilk baharda ekilen soğan sonbaharda tohum veriyor. Alınan bu tohum 2. yıl
baharda ekiliyor ve bu tohumdan Kığss elde ediliyor. Bu arpacık soğan benzeri
tohum 3. Yıl bahar tekrar ekiliyor ve o yıl halis mulis Hakkari beyaz soğanı
elde ediliyor.
Biz de soğan deyip geçiyoruz ya…
Fasulye
Fasulyeyi kırdığında içinde su damlaması benim de ilk kez
şahit olduğum bir durum. Toprağı, suyu havası bu fasulyeyi bambaşka yapıyor o
da kesin. Yine ayni şekilde sonbaharda saklanan tohum bir sonraki yıl tekrar
ekiliyor ve yerel tohum korunuyor.
Hakkari mutfağı
Bir nevi köfte içinde köfte yada içli köfte…kırık pirinç,
bulgur ve oğlak kıymasından hazırlanan köftenin içine soğanlı pişmiş kıymalı
harç konuluyor. Daha sonra bol yerli Hakkari beyaz soğanı ve suda bekletilmiş muhakkak
Çukurca sumağının içinde haşlanarak pişiriliyor.
Doleme
Pirinçle hazırlan küçük köfteler bahçe kabağı yahut bal
kabağı ve haşlanmış nohutla salçalı suda pişiriliyor. Lakin köftenin içindeki
reyhan ve bahçe kabağı yemeği bambaşka bir hale getiriliyor. Kanımca Hakkari
mutfağının en leziz yemeklerinden biri
Hakkari Keledoşu
Nohut, fasulye ve buğday beraberce haşlanıyor daha sonra
patates, sarımsak, yogurt ve çavşink (mavi göz otu) ile beraber pişiriliyor. Yanlız otu yemeğe
katmadan haşlayıp süzüyoruz. Van
mutfağında da tarifi olan keledoş Van’da keş ile Hakkaride yoğurtla
pişiriliyor.
Rişte
Aslında bir nevi daha kalın kesilmiş erişte…Un, yumurta ve
su ile hazırlan hamur irice kesilip
nohut ve cate otu ile pişiriliyor. Cate’nin verdiği aroma ise yemeği
eşsiz kılıyor.
Ince bulgur, reyhan, karabiber ve kırmızı biber ile
hazırlanan bulgurlu köfte haşlanıyor. Diğer tarafta yeşil mercimek , salça,
kuru soğan ve tereyağı ile hazırlanan sos köftelerin üzerinde servis ediliyor.
Yörede bir çok tarifi bulunsada mercimekli sos onu Hakkari’ye özel hale
getiriyor.
Savaalobya
Hakkari’nin kendine has fasulyesi haşlanıyor daha sonra
bulgur pilavıyla beraber pişiriliyor.
Kıyis
Kemikli kuzu eti uzun süre haşlanır daha sonra kuzu etinden
hazırlanan köfteler, taze ceviz, kuru üzüm, dövülmüş buğday, beyaz soğan, sumak ve
salçayla beraber pişirilir. Kıyıs
Hakkari’nin en önemli iki düğün ve davet yemeklerinin biridir.
Doğeba
Kuzu etinden köfteler, kemikli kuzu eti, yoğurt, dahn
(dövülmüş bugday)ve cate ile hazırlanan
diğer bir davet ve düğün yemeğidir.
Kemikli kavurma
Kemikli kuzu eti önce uzun süre az suyla haşlanıyor. Daha
sonra suyunu çekince tereyağı ile kavruluyor.
Hegedanlı pilav
Ilkbaharda karlar kalkınca ilk çimen sürümünden sonra
Hegedanın 20 cm büyümesi beklenip toplanır. Daha sonra kurutulan hegedan
yemeklerde kulanılır. Ama en çok bilinen ve yapılan tariff pilavıdır.
Yemekte kullanılacak hagedan önce haşlanır ve sonra yemek
yapmaya başlanır. Pilavını yaparkende bu kural uygulanır.
Tırşik
Ince bulgur un ve su ile güzelce yoğrulur. Diğer tarafta
kıyılmış yahut dövülmüş ceviz içi tereyağı ve unla kavrulur. Avuç büyüklüğünde
açılan ince bulgurlu hamurun ortasına kavrulan ceviziçi konulup kapanır. Bir
tanesi bir porsiyon gelmelidir. Çavşin otu, sumak suyu ve beyaz soğanla
hazırlanan suyun içinde haşlanarak suyuyla beraber servis edilir.
Maşin çorbası
Maş, nohut ve buğday
beraberce akşamadan ıslanır. Bir gün
sonra tencerede kavrulan soğana akşamadan ıslatılan bakliyatlar eklenir.
Yeterince su eklenip beraberce pişirilir.
Yemek pişmeye yakın un ve salça yağda kavrularak meyanesi yapılır. Çorbaya
katılarak servis edilir.
Gezi ile alakalı fotoğraf ve detaylara ;
ınstagram/omurakkor
facebook/omurakkor
facebook/m omur akkor sosyal medya adreslerimden
ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder