28 Aralık 2012 Cuma

YILIN EN İYİ YEMEKLERİ “2012”




bu yıl yediğim en lezzetli üçlü; turunç, kıymalı, köy tereyeğı 





Mikado Pide - Aydın/ Bozdoğan

çamız kaymaklı peynirli 
Bu yılın açık ara en etkileyici sofrasıydı.  Küçük bir kıymalı pide, üzerine köy tereyağı yanında turunç ve belediye gazozu… yediğim günden beri gün aşırı aklıma gelen acayip bir yer !
Muhakkak gidin, görün ve yiyin.

Adres : Çarşı Mah. Hükümet Cd. No:7 09760 Bozdoğan Aydın  
    Tel : 256 414 11 43


Yalova Balıkçısı  - Çanakkale

deniz mahsüllü spagetti
Türkiye’deki sanırım en iyi ve şaşırtıcı balık  lokantası. Hastasıyım o kadar !  menüsünde deniz mahsüllü spaghetti bulunan tek balıkçı... bu sebeple de sanırım Türkiye’de tek.
Herşeyi çekinmeden yiyip bir de selamımı iletirseniz değmeyin keyfinize.

Adres : Gümrük Sok. No: 17 Merkez/ Çanakkale
    Tel : 286 217 10 45


Dervişhan Balıkçısı - Samandağ/Hatay

samandağ karidesi 
Samandağ bence dünyanın en güzel yeri…burası da en güzel yerin balıkçısı... Kimi zaman Yalova balıkçısı mı? Burası mı? diyorum kendi kendime ama ürün çeşitliliği nedeniyle Yalova balıkçısı öne geçiyor. Ama şunu özellikle belirtirim ki burası için Samandağ’a gidilir, yenilir, içilir…



Adres : Deniz Sitesi Samandağ / Hatay
    Tel : 326 512 46 56

Çayırcı Bakla Humus - Hatay
yılın en iyi kahvaltısı

Bu yıl yaptığım en iyi kahvaltı. Bursa’dan kalkıp Hatay’a sadece buranın hatırı için geldim. Akşamdan hamam külhanında pişen bakla humusunun tadı hala damağımda. Günün her saatinde yiyebileceğiniz humusları ben özellikle sabah tavsiye ediyorum…

Adres : Uzun çarşı /  Hatay


Refik Usta  Karacabey / Bursa

Sanırım bu listeyi hayatım boyunca yazacağım ve refik ustada hep yer alacak  kullandığı malzeme kalitesinden yaptıkları yemeklerin lezzetine kadar her şey gerçekten üst düzey. Yanı sıra uslubundaki basitlikse mutfağının sırrı. Yani kusursuzluğun ana sebebi.
Hele kestane revağında biir kabak tatlısı varki kabak tatlısı tarifini bitirdiği rivayet olunur.

Adres : Karacabey soğan hali
     
Hacı Şükrü  Konya
Konyada en çok gidilen 2 türbe var biri mevlana hazretleri biri de burası olmalı… et soğan ve ekmekten başka bir şey yok. Bir şey bu kadar az olup bu kadar nasıl lezzetli olur anlaşılmaz. Saint Exupery nin “kusursuzluk” tanımı gibi. 

Adres :  Devricedid mh. Cemsultan cd. No:327/A Selçuklu- Konya                      Tel: 332 352 76 23 






Hacı Şerif  Denizli
Irmik helvasının büyük üstadı…aslında tatlı üstadı amma irmiği bir başka. Artık şubelerini büyük şehirlerde de görsekde bence Denizli’deki bambaşka.

Adres : Saraylar Mh. 466. Sokak Denizli
    Tel : 258 444 1938


Köy Lokantası  Özbek köyü /Urla/İzmir    

Özbek köyü yüzlerce yıl önce buraya göç eden Özbekler tarafından kurulan Urla’nın bir köyü. Bu haliyle de mutfağı gerçekten çok farklı. Köyün içinde Şerife hanımın bir lokantası var bu lokanta neredeyse kişiye özel çalışıyor. Yediğimiz her şey farklı ve çok lezzetliydi. Özellikle Salyagoz ve fırın sübye için önceden muhakkak arayın ve muhakkak gidin derim.

Özbek köyü muhtarlığı tel : 232 756 72 14

Sveyka / Hatay

Söz konusu Hatay ve yemekse burası derim. Mezeler, yemekler, tatlılar her şeyiyle standartların üzerinde.. Kullanılan malzeme açısından da en yerli ve en iyisi.

Adres : Kurtuluş cad. No:58 Sarımiye camisinin karşısı Hatay
   Tel : 326 213 39 47

14 Aralık 2012 Cuma

GRİBE KARŞI YEMEKLERİMİZ


Son günlerde hepimizin gündeminde  oldukça önemli bir yere sahip olan “grip” husususun da sağlık uzmanların önerdiği gribe karşı özellikle tüketilmesi gereken yiyecekler listesine birlikte göz atarsak;
Nar, kırmızı biber, sarımsak, ceviz içi, lahana, bal, mantar, kırmızı et, yeşil ve kuru soğan, badem, yoğurt…gibi ürünlerin bağışıklık sistemini güçlendirdiği bunu da grip çeşitlerine karşı bizi koruduğu  ortaya konulmuştur. Bizlerde bunların her birini birbirine katarak yapılan yeni tariflerin hangisinin en etkili olduğu araştırarak epeyce vakit kaybetmekteyiz.
   Yemeğin ve dolayısıyla Türk mutfağının  bir başka önemli özelliği de bu noktada ortaya çıkmaktadır. Hastalıklara karşı ilaç ve aşı ile mücadelenin yapılmadığı zamanlarda insanların en büyük yardımcıları ellerindeki malzemeleri ve mutfaklarıydı. Bazen bir yemeğin içine atılan bir malzeme lezzeti artırması için konulurken bazen de şifa olsun diye konulurdu. Gribe karşı tüketilmesi önerilen malzemelerle ilgili Türkiye mutfağı arşivime şöyle bir göz attığımda çözümün çok uzaklarda değil yüzyıllardır bu topraklarda yapılan yemeklerde olduğunu keşfetmem çok kısa sürdü. Ve sizlere listesini daha sayfalarla uzatabileceğim şifa   gibi tariflerden bir kaçını yazmak istedim.  
  
Sirkencübin (Mevlevi mutfağı Konya)

Dört  tatlı kaşığı bal, dört tatlı kaşığı üzüm sirkesi, dört su bardağı su ile hazırlanan bir şerbettir. Sirke, bal ve su karıştırılıp soğuk olarak servis edilir. 16. yüzyılda Hacı Paşa tarafından yazılmış olan “Müntahab Şifa”da geçmektedir. Mevlana Celallettin Rumi “bal ile sirke ölçüsü ayni olmaz ise sirkencübin güzel olmaz demiştir.”


Çorti aşı (Bitlis,Hakkari ve Muş Mutfakları)
Lahana turşusu, kemikli kuzu eti, nohut, dövme (buğday), sarımsak ve biberle hazırlanır. Yalnız kullanılan lahana turşusu salamura lahana turşusudur sirkeyle yapılmaz. Çorti aşını yapmak için büyük bir tencerenin içine tüm malzeme konur ve etler iyice pişene kadar pişirilir. Nar kullanılan tarifi de vardır narın kabukları da içine atılır. Bu yörelerde lahana turşusunun adına çorti denir. Yemek ismini buradan almıştır.

Badem Çorbası (Edirne sarayı Osmanlı Mutfağı)

Bu yemek Şah Cihangir ve Beyazıt’ın 1539 yılında Edirne’de düzenlenen sünnet töreni ziyafetinde yer almıştır. Haşlanmış ve yumuşatılmış bademleri havanda dövün. Tencerede tereyağı ve unu karıştırıp kavurun üzerine yeterince süt, ssu ve bademi ilave edip bir taşım kaynatın. Çorba pişmeye yakın Hindistan cevizi ekleyip altını kapatın. Diğer tarafta tereyağını eritip et suyu ve maydanozla karıştırn ve çorbanın üzerine dökerek servis edin. Orijinal tarifte üzerine nar taneleride serpilir.

Şiveydiz (Gaziantep ve Kilis Mutfakları)

Tencereye kuşbaşı kuzu eti konularak hafifçe tavlanır, tuz ve su ilave edilerek haşlanmaya bırakılır. Et piştikten sonra içine önceden haşlanmış nohut ilave edilir. 2 cm lik şeritler halinde  doğranmış  taze sarmısak ve taze soğan  et ve nohuta ilave edilir. Biraz piştikten sonra bir tencereye süzme yoğurt, yumurta ve un konularak hafif ateşte sürekli karıştırılarak dumanı çıkana kadar pişirilir. Hazırlanan yoğurt ağır ağır diğer tencereye dökülür ve servis edilir

Cevizli bat (Tokat mutfağı)

Yeşil mercimek haşlanır ve soğutulur. İki avuç ceviz içi, haşlanmış mercimek, domates, yeşil soğan, kuru soğan, reyhan, dereotu, nane, zeytinyağı, domates ve biber salçası, tuz ve karabiberle karıştırılıp asma yapraklarına sarılarak pişirilmeden servis edilir.


Nardan aşı (Diyarbakır mutfağı)

İnce bulgurdan un, tuz, kuru nane ve pul biberle yoğrularak misket büyüklüğünde köfteler yapılır. bolca kuru soğan ve yeşil soğan tencerede kavrulur. Bu yemeğin en önemli özelliği soğanının bol olmasıdır. Soğanlar kavrulunca salçası ve parça kuzu eti eklenir. Etlerde birkaç kez çevrildikten sonra tencereye su eklenip kaynamaya bırakılır. Kaynayan tencerenin üzerine süzgeç konulur ve süzgecin içine de nar taneleri doldurulur. Yemek kaynadıkça nar suyunu bırakır. Pişmeye yakın narların üzerine biraz su dökülür ve narlar üstünden alınır. İçine bulgur köfteleri atılıp bir taşım daha pişirilip servis edilir.  



Melki (Bursa Mutfağı)

Şu mevsimde pazarlarda bolca bulunan melki mantarı 20 dakika haşlanır. Diğer tarafta tavada bol soğan tereyağında çevrilir.tuz ve karabiber ilave edilip haşlanan mantarlar da eklenir. Beş dakika daha pişen yemek servis edilir.  


Muhammara (Antakya mutfağı)

Taze kırmızı biberler et makinesinde yada rondo da çekilir. İçine dövülmüş kuru ekmek, sarımsak, zeytinyağı, nar ekşisi, kimyon ve ceviz içi katılarak servis edilir.


Şehriyeli tavuk suyu çorba ( Türkiye mutfağı* )

Kemikli tavuk gögsü bir saat haşlanır. Haşlanan tavuk didiklenip şehriyeyle birlikte tekrar haşlama suyunun içine atılır. Birlikte on beş dakika daha pişirilir. Diğer tarafta bir adet yumurta sarısı ve iki adet limon suyu çırpılarak azar azar altı kapatılan çorbaya eklenerek servis edilir. 

 * “Tavuk suyu çorba” tüm dünya mutfağında tarifi olan bu çorba aslında Fransızlara ait bir ilaç reçetesidir. Bizim şimdilerde restoran denince aklımıza gelen “yemek yenilen yer” anlamından çok önceleri restoranın anlamı,  bu çorbanın ta kendisidir. Yani restoran ismi Fransızca “restaurer” (iyileştirmek, yeniden yapılandırmak anlamını taşıyan) fiilinden gelmektedir.
Tavuk suyu çorba, gribe karşı ilaç niyetine içilen en önemli yemeklerden biridir.    

11 Aralık 2012 Salı

Esmeralda'da Şili Yemekleri

Esmeralda


 Şili, Latin Amerika’nın güney batısında, Pasifik Okyanusu kıyısında kuzeyden güneye 4200 km boyunca uzanan, kuzeyinde dünyanın en kuru çölü Atacama ve güneyinde Antartika’ya kadar uzanan Buzullar Bölgesi ile tam anlamıyla bir kontrastlar ülkesidir. 

Nüfusu 17 milyon, resmi dili ispanyolcadır.
Ekonomi, demokrasi, güvenlik ve istikrar anlamında Latin Amerika’da lider ülke konumundadır.



ESMERALDA

Esmeralda Şili Deniz Kuvvetlerine bağlı bir askeri eğitim  gemisidir. 2012 Nisan ayında Şili’den ayrıldığı tarihten itibaren Yeni Zelanda, Avustralya, Singapur ve Hindistan gibi çeşitli ülkelerde duraklamış ve ekim ayında da ülkemizi ziyaret etmiştir. 

Şili’de Deniz Kuvvetleri, Turizm Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığı arasında yapılan anlaşmaya göre, Esmeralda bir yandan eğitim seyrini gerçekleştirirken diğer yandan da Şili’nin yurt dışında tanıtımına ev sahipliği yapan bir elçi görevi görmektedir. Bu doğrultuda 57. Eğitim seyrini ve 2. Dünya turunu gerçekleştirirken yukarıda sayılan ülkelerde duraklayıp “Şili Lezzetleri Esmeralda’da” konsepti ile çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Türkiye’de düzenledikleri etkinliğe Ekselansları Jorge Patricio Arancibia Reyes , Şili Cumhuriyeti Ankara büyükelçisi ve bayan Gülşan Atalay, Şili ticaret ofisi ticaret temsilcisinin davetiyle katıldım. 9 ekim günü Sarayburnu iskelesinde Esmeralda bizi tüm güzelliği ile karşıladı. Akşam güneşi, Esmeralda ve arkasındaki İstanbul sulieti inanılmaz görünüyordu. Askeri bandonun selamlamasıyla gemiye bindik.
Şili’e ait geleneksel el işleri, yemekler ve içeceklerle donanmıştu her yer...işte gecenin menüsü;


FLOVOURS OF CHİLİ MENÜ

Soğuklar

Bambu botta marine deniz levreği
Ilık baharatlı deniz tarağı
Avakado muss ile rulo yapılmış somon loin
Soğanlı somon salatası
Soğuk avakado ve kereviz çorbası, yengeçli reyhanotu salatası ile

Sıcaklar

Tatlı mısır dilimi
Kuzu, kuru mantar sos, patates ezmesi ve kuru dana bonfile ile
Fukara bonfilesi
Ince otlar eşliğinde Şili levreği
Biber soslu somon

Tatlılar

Tarçınlı elma ile manjar cheesecake
Gratine edilmiş dağ meyveleri
Hasat sonu şiraz muss

Hepsini teker teker anlatmaya sanırım hiç ama hiç gerek yok, fotoğrafların her şeyi anlattığı kanaatindeyim... yemekler ve içecekler kesinlikle çok çok kaliteli, iyi servis edilmiş ve çok ama çok lezzetliydi. Hangisini çok sevdiniz deseniz abartısız hepsi diyebilirim. Sanırım her tabaktan bir kaç tane yedim. Gecenin sonunda Şili yemeklerini içeren kitaplarımız ve hediyelerimizle Esmeralda’dan ayrıldık. Benim için uzun süre hatırımda kalacak bir yemek ve deneyim oldu.
Esmeralda’daki bu tadı damağımızda ve lezzetleri hafızamızda kalan gece  için Ekselansları Jorge Patricio Arancibia Reyes’e, Sayın Gülşan Atalay’a ve Sayın İrem Dikici’ye çok çok teşekkür ederim.